Metaverse dünyasında ölürsek ne olur? – Metaverse & Dijital kimlik kavramları
Metaverse dünyasında öldüğünüzde ne olur? Eskiden Facebook olarak bilinen Meta şirketinin Metaverse alanını tüm dünyaya duyurmasıyla bu soru giderek artmaya başlamış durumda.
İnternet dünyasında bir meme olarak da dolaşan bu sorunun kaynağı henüz bilinmiyor ve henüz belgeli bir cevap verilmiş değil. Ancak, Facebook şirketinin mevcut durumu ve şirketin iş geçmişi bağlamında bu sorunun cevabının yine Facebook’tan gelmesi bekleniyor. Facebook’un benimsenmesinin her zaman hızlı olduğu sosyal medyanın ilk günlerinde toplum, dijital kimliğin gerçek hayatta da aynı olacağı ve şeffaflığın dünyayı birleştirip zenginleştireceği fikrine yöneldiler.
Metaverse ve Dijital kimlik kavramları
Wired editörü Stephen Levy, daha önceki bir röportajda, “Bence [Zuckerberg] insanların daha fazla paylaşması gerektiğine ve bunun işi için de iyi olabileceğine gerçekten inanıyor” dedi. Levy’nin 2020’de yayınlanan “Facebook: The Inside Story” adlı kitabı, toplumun çöküşünün “dünyayı birbirine bağlamak” için büyük bir hırsın sonucu olduğunu iddia ediyor. Facebook ile birlikte başlayan dijital kimlik kavramı da insanları bambaşka bir boyuta taşımanın sinyallerini aslında daha önceden vermiş olabilir.
Facebook sayfaları yıllardır varsayılan olarak internet botları tarafından kolayca taranıyor ve veriler internetteki yerini alıyor. Şirket ayrıca Beacon gibi, uygulamaları sizin izniniz olmadan konumunuza veya yaptığınız işe göre sosyal medya durumunuzu güncellemeye zorluyor. Facebook hesabınızla ilişkili e-postanıza da yine başkaları tarafından kolayca erişilebilirdi. Levy tarafından da bu konuyla ilgili kitapta çeşitli açıklamalara yer verilmişti. Şirket o zamandan beri Cambridge Analytica skandalı sonucunda veri hassasiyeti için fikrini değiştirdi ve daha sıkı gizlilik kuralları oluşturdu.
Dijital kimlik kavramı birçok yönden benzersiz bir şeydir. Buna ek olarak da çevrimiçi olduğumuz kişiler, genel deneyimimizin gerçek bir uzantısıdır. Dijital kimliklerin veriler yardımıyla daha kapsamlı oluşturması sonucu internet dünyası iş yapma şeklimizi veya neyi seçebileceğimizi giderek daha fazla değiştiriyor.
Çevrimiçi kimliğe artık kullandığımız araçlar ve platformlar aracılık ediyor. Herkese açık Metaverse dünyası da birçok yaşam deneyimini mümkün kılarken tüm bu dijital ortamlar arasında köprü kurma girişimi olarak göze çarpıyor. Bu metaverse dünyasında yalnızca çevrimiçi oturum açmıyor, söz konusu dünyada bir nevi yaşıyoruz. NFT‘ler gibi sahip olunan varlıklar aracılığıyla da potansiyel olarak kontrol edilen statik dijital avatarlar meta veri tabanında bir yerden bir yere zarif bir şekilde hareket edebilecekler.
Kullanıcıların daha gerçekçi ve yönetilebilir bir dijital benlik yaratmaları durumunda, Metaverse dünyasında ölürseniz gerçek hayatta da öleceklerini söylemek doğru olabilir. Bu noktada ufak bir detay atlanmamalı, çünkü tüm fikir “hipergerçek” denilen ve benliğinize gerçek bir insan gibi davranmanın altında saklıdır.
Sosyal medyadaki birçok kişi, kendilerini bunalmış veya saygısız hissettiklerinin farkındadır. Bunun bir kısmı, çevrimiçi, coğrafi ve metafiziksel olarak insanlar arasındaki mesafeyle ilgili olarak yorumlanır. Metaverse ile birlikte bu mesafe kavramının ortadan kaldırılması ve insanlara tıpkı yan yanaymış gibi duygular yaşatılması hedefleniyor. Ancak bu noktada da insanların bunun farkına varması ve daha sert bunalımlara girmesinden endişe edilmekte. Araştırmacıların yine bu konuyla ilgili araştırmaları önümüzdeki dönemlerde çok daha hızlanacaktır.
Sorumuza dönecek olursak, elbette metaverse evreninde ölürseniz yaşayan ve nefes alan bir varlık olmaya devam edeceksiniz. Benzer şekilde, günümüzde yine dijital araçlarla insan ömrünü uzatmaya yönelik girişimler var. Bu yüzden de Metaverse gibi teknolojilerin insan yaşamını sadece online olarak dijital dünya ile birleştirdiğini hatırlatmak gerekiyor.
Bir insandan daha fazlası olabiliriz!
Ethereum (ETH) kurucusu Vitalik Buterin, geçtiğimiz günlerde insan durumunun doğal sınırlarının kırılabileceği fikri gibi bazı transhümanist görüşleri desteklediğini açıklamıştı. Buterin’e göre, uyuşturucu ve yaşam tarzının doğru kombinasyonu ile sonsuza kadar yaşamak mümkün. Ya da bir bilgisayara kaydedilmiş bir sürüş bilinci olarak yine sonsuza kadar yaşanabilir.
Şu anda Metaverse dünyasında ölürsek gerçekten ölür müyüz tarzında sorular sorulmaya devam edecektir. Bunun için cevap kanıtlı olmasa da fikri olarak insanların bir dijital ortamda ölmeleri gerçek yaşamlarının sonlanması anlamına gelmez. Bu durum, tıpkı bir bilgisayar oyununda karakterin hayatını kaybetmesine benzetilebilir. Bu karakter bizim adımızı ve bazı ortak yönlerimizi taşıyor olsa bile aslında sadece temsili bir kod bütününden ibarettir. Bunun dışında, şu an için en üzerine yoğunlaşılabilir fikir Vitalik Buterin tarafından ortaya atılan gibi duruyor.